horse | at |
wagon / car / cart | araba |
a horse and a wagon | bir at ve araba |
to walk | yürümek |
who walks / who walked / walking (Present Participle) | yürüyen |
The wind beat two men /walking / who walked. | Rüzgar yürüyen iki adamı dövdü. |
with | ile |
with a horse and a wagon | bir at ve araba ile |
a horse with a wagen | araba ile bir at |
two men with a horse and a wagon | bir at ve araba ile iki adam |
two men walking with a horse and a wagon | bir at ve araba ile yürüyen iki adam |
The wind beat two men /walking / who walked with a horse and a wagon. | Rüzgar bir at ve araba ile yürüyen iki adamı dövdü. |
stone | taş |
stony / rocky | taşlık |
a rocky /rock strewn track (way) | taşlık bir yol |
on the rock-strewn track | taşlık yolda |
two men walking on the rock-strewn track | taşlık yolda yürüyen iki adam |
two men walking with a horse and a wagon on the rock-strewn track | taşlık yolda bir at ve araba ile yürüyen iki adam |
The wind beat two men walking with a horse and a wagon on the rock-strewn track | Rüzgar taşlık yolda bir at ve araba ile yürüyen iki adamı dövdü. |
the Quarry Road | Taşocağı Yolu |
on the Quarry Road | Taşocağı Yolu'nda |
two men walking on the Quarry Road | Taşocağı Yolu'nda yürüyen iki adam |
on the rock-strewn track called the Quarry Road | Taşocağı Yolu denilen taşlık yolda |
The wind beat two men /walking / who walked with a horse and a wagon on the rock-strewn track called the Quarry Road. | Rüzgar Taşocağı Yolu denilen taşlık yolda bir at ve araba ile yürüyen iki adamı dövdü. |
Downwards it flailed into the Two Rivers, into the entangled wood called the Westwood and beat two men walking with a horse and a wagon down the rock-strewn track called the Quarry Road. | Aşağıya İki Nehir'e doğru Batıormanı denilen dolaşık ormana doğru çırpındı ve Taşocağı Yolu denilen taşlık yolda bir at ve araba ile yürüyen iki adamı dövdü. |