Chapter 1- Boş bir yol - j

QuestionAnswer
horse
at
wagon / car / cart
araba
a horse and a wagon
bir at ve araba
to walk
yürümek
who walks / who walked / walking (Present Participle)
yürüyen
The wind beat two men /walking / who walked.
Rüzgar yürüyen iki adamı dövdü.
with
ile
with a horse and a wagon
bir at ve araba ile
a horse with a wagen
araba ile bir at
two men with a horse and a wagon
bir at ve araba ile iki adam
two men walking with a horse and a wagon
bir at ve araba ile yürüyen iki adam
The wind beat two men /walking / who walked with a horse and a wagon.
Rüzgar bir at ve araba ile yürüyen iki adamı dövdü.
stone
taş
stony / rocky
taşlık
a rocky /rock strewn track (way)
taşlık bir yol
on the rock-strewn track
taşlık yolda
two men walking on the rock-strewn track
taşlık yolda yürüyen iki adam
two men walking with a horse and a wagon on the rock-strewn track
taşlık yolda bir at ve araba ile yürüyen iki adam
The wind beat two men walking with a horse and a wagon on the rock-strewn track
Rüzgar taşlık yolda bir at ve araba ile yürüyen iki adamı dövdü.
the Quarry Road
Taşocağı Yolu
on the Quarry Road
Taşocağı Yolu'nda
two men walking on the Quarry Road
Taşocağı Yolu'nda yürüyen iki adam
on the rock-strewn track called the Quarry Road
Taşocağı Yolu denilen taşlık yolda
The wind beat two men /walking / who walked with a horse and a wagon on the rock-strewn track called the Quarry Road.
Rüzgar Taşocağı Yolu denilen taşlık yolda bir at ve araba ile yürüyen iki adamı dövdü.
Downwards it flailed into the Two Rivers, into the entangled wood called the Westwood and beat two men walking with a horse and a wagon down the rock-strewn track called the Quarry Road.
Aşağıya İki Nehir'e doğru Batıormanı denilen dolaşık ormana doğru çırpındı ve Taşocağı Yolu denilen taşlık yolda bir at ve araba ile yürüyen iki adamı dövdü.