to give back /to hand back | geri vermek |
while she handed back | geri verirken |
While the young girl handed back the handkerchief | Genç kız mendili geri verirken |
a smile (g) | gülümseme |
with a smile | gülümsemeyle |
twisted /distorted /rakish / crooked | çarpık |
with a crooked smile | çarpık bir gülümsemeyle |
to crease /crumple / wrinkle | buruşturmak |
mouth | ağız |
her mouth | ağzı |
to wrinkle one's mouth /to grimace | ağzını buruşturmak |
She grimaced with a crooked smile. | çarpık bir gülümsemeyle ağzını buruşturdu |
While the young girl handed back the handkerchief she grimaced with a crooked smile. | Genç kız mendili geri verirken çarpık bir gülümsemeyle ağzını buruşturdu. |
wretched /awful /horrible | berbat |
It's messed up. | Berbat oldu. |
I am sorry. | Üzgünüm. |
'It's messed up. I am sorry' | 'Berbat oldu. Üzgünüm.' |
While the young girl handed back the handkerchief she grimaced with a crooked smile. 'It's messed up. I am sorry.' | Genç kız mendili geri verirken çarpık bir gülümsemeyle ağzını buruşturdu. 'Berbat oldu. Üzgünüm.' |