pain | acı |
to cease /stop /quieten | dinmek |
He waited for the pain to cease. | Acının dinmesini bekledi. |
to leave | terk etmek |
it will not leave | terk etmeyecek |
the pain that won't leave | terk etmeyecek olan acı |
exactly /completely | tam olarak |
never | hiçbir zaman |
the pain that would never leave completely | hiçbir zaman tam olarak terk etmeyecek olan acı |
He waited for the pain that would never leave completely to cease. | Hiçbir zaman tam olarak terk etmeyecek olan acının dinmesini bekledi. |
It will never leave her completely. | Onu hiçbir zaman tam olarak terk etmeyecek. |
maybe | belki de |
Maybe it would never leave her completely. | Onu belki de hiçbir zaman tam olarak terk etmeyecekti. |
The pain that would maybe never leave her completely. | Onu belki de hiçbir zaman tam olarak terk etmeyecek olan acı |
He waited for the pain to cease, that would maybe never leave her completely. | Onu belki de hiçbir zaman tam olarak terk etmeyecek olan acının dinmesini bekledi. |