therefore /for this (reason) /because of this | bu nedenle |
wet /damp /moist /humid | nemli |
on the wet grass/lawn | nemli çimenlerin üzerinde |
to sit /live (stay) | oturmak |
the sitting girl | oturan kız |
the girl sitting on the wet lawn | nemli çimenlerin üzerinde oturan kız |
next to (direction >dat.) | yanına |
next to (direction >dat.) the girl | kızın yanına |
Therefore he crouched next to the girl. | Bu nedenle kızın yanına çömeldi. |
eye | göz |
his eyes | gözleri |
to fix /set /plant /erect | dikmek |
to fix one's eyes on | gözlerini dikmek |
water | su |
surface (y) | yüzey |
the surface of the water | suyun yüzeyi |
He fixed his eyes on the water surface. | Gözlerini suyun yüzeyine dikti. |
Crouching next to the girl, he fixed his eyes on the water surface. | Kızın yanına çömelerek gözlerini suyun yüzeyine dikti. |
Therefore crouching next to the girl sitting on the wet lawn, he fixed his eyes on the water surface. | Bu nedenle nemli çimenlerin üzerinde oturan kızın yanına çömelerek gözlerini suyun yüzeyine dikti. |
mirror /looking glass | ayna |
as much as /up to | kadar |
as a mirror | ayna kadar |
straight /smooth /flat | düz |
smooth as a mirror | ayna kadar düz |
the mirror-flat surface of the water | suyun ayna kadar düz yüzeyi |
He fixed his eyes on the mirror-flat water surface. | Gözlerini suyun ayna kadar düz yüzeyine dikti. |
Therefore crouching next to the girl sitting on the wet lawn, he fixed his eyes on the mirror-flat water surface. | Bu nedenle nemli çimenlerin üzerinde oturan kızın yanına çömelerek gözlerini suyun ayna kadar düz yüzeyine dikti. |