experience | deneyim |
his experience(s) | deneyimleri |
from his experience | deneyimlerinden |
to know | bilmek |
he knew | biliyordu |
he knew from his experience | deneyimlerinden biliyordu |
good | iyi |
the best | en iyisi |
it will be the best | en iyisi olacak |
that it will/would be the best | en iyisi olacağını |
He knew from his experience that it would be the best. | En iyisi olacağını deneyimlerinden biliyordu. |
to leave / quit | bırakmak |
at rest /at ease /untroubled | rahat |
to leave someone in peace | rahat bırakmak |
To leave her in peace | Onu rahat bırakmak |
That to leave her in peace would be the best | Onu rahat bırakmanın en iyisi olacağını |
he knew from his experience that it would be the best to leave her in peace. | Onu rahat bırakmanın en iyisi olacağını deneyimlerinden biliyordu. |