huge (k) | kocaman |
garden | bahçe |
it had a huge garden | kocaman bir bahçesi vardı |
old (age) | yaşlı |
tree | ağaç |
old trees | yaşlı ağaçlar |
hayloft /barn | samanlık |
situated (found) | bulunan |
also | bir de |
situated inside | içinde bulunan |
it had a garden with trees situated inside | içinde ağaçları bulunan bir bahçesi vardı |
it had a huge garden with old trees situated inside | içinde yaşlı ağaçları bulunan kocaman bir bahçesi vardı |
it had a huge garden with old trees and also a barn situated inside | İçinde yaşlı ağaçları ve bir de samanlığı bulunan kocaman bir bahçesi vardı. |
floor/etage | kat |
the first floor | birinci kat |
window | pencere |
and from its first floor window | ve birinci katın penceresinden |
Landscape /view /sight /scenery | manzara |
river (n) | nehir |
the Thames river | Thames nehri |
a wonderful view of the Thames River | harika Thames nehri manzarası |
From the window of the first floor there was a wonderful view of the Thames. | Birinci katın penceresinden harika Thames nehri manzarası görünüyordu |
It had a huge garden with old trees and also a barn situated inside and from the window of the first floor, a wonderful view of the Thames was visible. | İçinde yaşlı ağaçları ve bir de samanlığı bulunan kocaman bir bahçesi vardı ve birinci katın penceresinden harika Thames nehri manzarası görünüyordu. |
at least | en azından |
winter | kış |
at least in winters | en azından kışları |
it had a huge garden with old trees and also a barn situated inside and from the window of the first floor - at least in winters- a wonderful view of the Thames was visible. | İçinde yaşlı ağaçları ve bir de samanlığı bulunan kocaman bir bahçesi vardı ve birinci katın penceresinden - en azından kışları - harika Thames nehri manzarası görünüyordu. |