she couldn't understand /she couldn't tell | anlayamadı |
captain (milit.) | yüzbaşı |
belonging to (defect verbform + Dat. ) | ait |
belonging to Captain Eşref | Yüzbaşı Eşref'e ait |
that this voice belonged to Captain Eşref | bu sesin Yüzbaşı Eşref'e ait olduğu |
She couldn't tell that this voice belonged to Captain Eşref. | Bu sesin Yüzbaşı Eşref'e ait olduğunu anlayamadı. |
to open the door | kapıyı açmak |
until she opened the door | kapıyı açıncaya kadar |
Until she opened the door she couldn't tell that this voice belonged to Captain Eşref. | Kapıyı açıncaya kadar bu sesin Yüzbaşı Eşref'e ait olduğunu anlayamadı. |
shy | ürkek |
shy, black eyes | ürkek, kara gözler |
to distinguish / perceive /choose | seçmek |
until she perceived (s) | seçinceye kadar |
until she perceived (s) his shy, black eyes | ürkek, kara gözlerini seçinceye kadar |
she opened the door and... | kapıyı açıp... |
until she opened the door and perceived (s) his shy, black eyes | Kapıyı açıp ürkek, kara gözlerini seçinceye kadar |
until she opened the door and perceived (s) his shy, black eyes, she couldn't tell that this voice belonged to Captain Eşref. | Kapıyı açıp ürkek, kara gözlerini seçinceye kadar bu sesin Yüzbaşı Eşref'e ait olduğunu anlayamadı. |
And until she opened the door and perceived (s) his shy, black eyes, she couldn't tell that this voice belonged to Captain Eşref. | Kapıyı açıp ürkek, kara gözlerini seçinceye kadar da bu sesin Yüzbaşı Eşref'e ait olduğunu anlayamadı. |