Guide / handbook / directory | rehber |
Galaxy | Galaksi |
galaxy guide(book) | Galaksi Rehberi |
Wow ! | Vay ! |
already (ş) | şimdiden |
ten | on |
word (k) | kelime |
ten words | on kelime |
to see | görmek |
that you have seen | gördüğün |
ten words that you have seen | gördüğün on kelime |
new | yeni |
there is | var |
Wow ! There are already ten new words you have seen. | Vay. Şimdiden gördüğün on yeni kelime var. |
Hitchhiker | Otostopçu |
a / one | bir |
a hitchhiker's guide | Bir otostopçunun rehberi |
every (h) | her |
Every Hitchhiker's Galaxy Guide | Her Otostopçunun Galaksi Rehberi |
small | küçük |
yellow | sarı |
sun | güneş |
there is (as a matter of fact) | vardır |
there is a little yellow sun | Küçük sarı bir güneş vardır. |
a corner | bir köşe |
In a corner of our galaxy | Galaksimizin bir köşesinde |
In a corner of our galaxy there is a little yellow sun. | Galaksimizin bir köşesinde küçük,sarı bir güneş vardır. |
map | harita |
twenty | yirmi |
Wow ! There are already twenty new words you have seen. | Vay. Şimdiden gördüğün yirmi yeni kelime var. |
far away /out of the way / remote (ü) | ücra |
In a remote corner of our galaxy there is a little yellow sun. | Galaksimizin ücra bir köşesinde küçük,sarı bir güneş vardır. |
to draw | çizmek |
to be drawn | çizilmek |
that is not drawn | çizilmemiş |
even | bile |
its map is not even drawn | haritası bile çizilmemiş |
a remote corner, its map is not even drawn | haritası bile çizilmemiş ücra bir köşe |
In a remote corner of our galaxy, its map not even drawn, there is a little yellow sun. | Galaksimizin haritası bile çizilmemiş ücra bir köşesinde küçük,sarı bir güneş vardır. |
the west | Batı |
arm /branch | kol |
On its western arm | Batı kolunda |
spiral | sarmal |
The western spiral | Batı sarmalı |
Its western spiral arm | Batı sarmalı kolu |
thirty | otuz |
Wow ! There are already thirty new words you have seen. | Vay. Şimdiden gördüğün otuz yeni kelime var. |
distant (ı) | ırak |
distant from the eye | gözden ırak |
too much (p) | pek fazla |
to know (knowledge) / wissen / savoir | bilmek |
to be known | bilinmek |
unknown / obscure /strange /mysterious | bilinmeyen |
much more unknown - much less known (p) | pek fazla bilinmeyen |
on the much less known Western spiral arm | pek fazla bilinmeyen Batı Sarmalı kolunda |
In a remote corner of our galaxy, whose map is not even drawn, on the much less known Western spiral arm, there is, distant from the eye, a little yellow sun. | Galaksimizin haritası bile çizilmemiş ücra bir köşesinde, pek fazla bilinmeyen Batı Sarmalı kolunda, gözden ırak küçük,sarı bir güneş vardır. |