high /top | üst |
the highest / the top | en üst |
the top floor | en üst kat |
study room | çalışma odası |
There is a study in the top floor. | En üst katta bir çalışma odası var. |
and Aunt Letty is saying | ve Letty Teyze söylüyor |
that I mustn't go there | oraya gitmemem gerektiği |
and Aunt Letty is saying that I mustn't go there | ve Letty Teyze oraya gitmemem gerektiğini söylüyor. |
There is a study in the top floor and Aunt Letty is saying that I mustn't go there. | En üst katta bir çalışma odası var ve Letty Teyze oraya gitmemem gerektiğini söylüyor. |
first(ly) | öncelikle |
suspicious | kuşkulu |
to seem / appear | görünmek |
Firstly this seems a bit suspicious to me. | Öncelikle bu bana biraz kuşkulu görünüyor. |
Then there is something more. | Sonra bir şey daha var. |
at meal time / at dinner | yemekte |
when | ne zaman |
whenever (s. o. x'es) | ne zaman X- sa - se |
whenever you want | ne zaman istersen |
whenever it is | ne zaman olsa |
Whenever he wants to tell me something | ne zaman bana bir şey söyleyecek olsa |
Whenever he wants to tell me something at meal time | Yemekte ne zaman bana bir şey söyleyecek olsa |
to try | denemek |
he doesn't try | denemez |
he doesn't even try | denemez bile |
he doesn't even try to talk | konuşmayı denemez bile |
he doesn't even try to talk with my aunt | teyzemle konuşmayı denemez bile |
to silence s.o./ to shut s.o. up | susturmak |
always | hep |
my aunt always shuts him up | teyzem onu hep susturuyor. |
Whenever he wants to tell me something at meal time -he doesn't even try to talk with my aunt - my aunt always shuts him up. | Yemekte ne zaman bana bir şey söyleyecek olsa - teyzemle konuşmayı denemez bile - teyzem onu hep susturuyor. |