Dessert / Sweetie | tatlı |
when it comes to | gelince |
when it comes to desserts | Tatlılara gelince |
cheap | ucuz |
delicious | lezzetli |
how cheap and delicious they were | onların ne kadar ucuz ve lezzetli olduğu |
to say | söylemek |
I will tell you (pl/formal) | sizlere söyleyeceğim |
I won't tell you | sizlere söylemeyeceğim |
When it comes to sweets how cheap and delicious they were I won't tell you | Tatlılara gelince, onların ne kadar ucuz ve lezzetli olduğunu sizlere söylemeyeceğim |
unnecessarily (b) | boşu boşuna |
seventy | yetmiş |
How cool! You have learned seventy words. | Ne harika! Yetmiş sözcük öğrendin. |
water down / dillute | sulandırmak |
mouth | ağız |
to make one's mouth water | ağzını sulandırmak |
it makes your mouth water | ağzınızı sulandırır |
because this only makes your mouth water unnecessarily | çünkü bu sadece boşu boşuna ağzınızı sulandırır. |
When it comes to sweets how cheap and delicious they were I won't tell you, because this only makes your mouth water unnecessarily | Tatlılara gelince, onların ne kadar ucuz ve lezzetli olduğunu sizlere söylemeyeceğim, çünkü bu sadece boşu boşuna ağzınızı sulandırır. |