Question | Answer |
---|---|
always | hep |
For her I was always Karen. | Onun için hep Karen'dım ben. |
to mind / bother about | aldırmak |
she didn't mind | aldırmazdı |
She didn't mind that my father called (ç) me. | Babamın beni çağırmasına aldırmazdı. |
But she also didn't mind that my father called me Kimya. | Ama babamın beni 'Kimya' diye çağırmasına da aldırmazdı. |
one time (d) | bir defa |
shah | şah |
to warn | uyarmak |
Only one time (d) she warned Shah Nesim. | Sadece bir defa Şah Nesim'i uyarmıştı. |