to faint /to pass out / swoon /fall for /be fond of | bayılmak |
My mother was fond of this sadness. | Annem bayıldı bu kedere. |
to suit /befit | yakışmak |
I didn't see another man | Başka bir adam görmedim |
that much | bu kadar |
I didn't see another man whom sadness befitted that much. | Kederin bu kadar yakıştığı başka bir adam görmedim. |
to say (s) | söylemek |
by saying.... | .... diye söyleyerek |
lip | dudak |
to kiss | öpmek |
she would kiss /she used to kiss | öperdi |
she would kiss him 'from her lips' | dudaklarından öperdi onu |
by complaining.... she would kiss him from her lips. | .... diye söylenerek dudaklarından öperdi onu. |
By complaining: "I didn't see another man whom sadness befitted that much," she would kiss him from her lips. | 'Kederin bu kadar yakıştığı başka bir adam görmedim.' diye söylenerek dudaklarından öperdi onu. |
to complain | söylenmek |
(by) complaining | söylenerek |