Birinci bölüm -... bozkırın içinden bir şehir çıkıvermişti karşıma - c

QuestionAnswer
to know (something)
bilmek
that (conj.)
ki
a lot /much /very
çok
I knew very well that...
Çok iyi biliyordum ki...
in the place I landed
indiğim yerde
pessimism
karamsarlık
not to leave s. o. in peace
yakasını bırakmamak
not to leave me in peace
yakamı bırakmamak
this pessimism would not leave me in peace
bırakmayacaktı bu karamsarlık yakamı
also in the place I landed this pessimism would not leave me in peace
İndiğim yerde de bırakmayacaktı bu karamsarlık yakamı.
I knew very well that also in the place where I landed this pessimism would not leave me in peace.
Çok iyi biliyordum ki indiğim yerde de bırakmayacaktı bu karamsarlık yakamı.