throat (b) | boğaz |
knot /tie | düğüm |
to knot /to tie | düğümlemek |
to remain stuck in the throat | boğazında düğümlenip kalmak |
breath | nefes |
last | son |
the last breath | son nefes |
her last breath | son nefesi |
from her last breath | son nefesinden |
from the girl's last breath remaining stuck in her throat | kızın boğazında düğümlenip kalmış son nefesinden |
(sigh of relief) | oh |
An 'oh' came out from the young girl's last breath remaining stuck in her throat | bir oh çıktı genç kızın boğazında düğümlenip kalmış son nefesinden |
When the youngest of the seven people stabbed the knife into the man, an 'oh' came out from the young girl's last breath remaining stuck in her throat. | Yedi kişiden en genç olanı saplarken bıçağı adama, bir oh çıktı genç kızın boğazında düğümlenip kalmış son nefesinden. |