man (a) | adam |
curse | lanet |
cursed | lanetli |
seven cursed men | yedi lanetli adam |
to walk | yürümek |
seven cursed men walked | yedi lanetli adam yürüdü |
silence | sessizlik |
the silence of the garden | bahçenin sessizliği |
to divide /split | bölmek |
piece | parça |
to divide /split into pieces | parçalara bölmek |
(by) splitting into seven pieces | yedi parçaya bölerek |
(by) splitting the silence of the garden into seven pieces | bahçenin sessizliğini yedi parçaya bölerek |
Seven cursed men walked, splitting the silence of the garden into seven pieces. | Yedi lanetli adam bahçenin sessizliğini yedi parçaya bölerek yürüdü. |
door | kapı |
wood (material) /wooden | tahta |
to the wooden door | tahta kapıya |
victim /sacrifice /offering | kurban |
where was situated (found) | bulunduğu |
where their (his) victim was (situated) | kurbanının bulunduğu |
the men walked to the wooden door, where their victim was. | Adamlar kurbanının bulunduğu tahta kapıya yürüdü |
Seven cursed men walked, splitting the silence of the garden into seven pieces to the wooden door, where their victim was. | Yedi lanetli adam bahçenin sessizliğini yedi parçaya bölerek yürüdü kurbanının bulunduğu tahta kapıya. |