the far end of the room | odanın uzak ucu |
the high doors on the far end of the room | odanın uzak ucundaki yüksek kapılar |
to be opened | açılmak |
the doors were opened | kapılar açıldı |
to dash /skid /fly | savrulmak |
to swing open | savrularak açmak |
to be swung open | savrularak açılmak |
the doors were swung open | kapılar savrularak açıldı |
Two trollocs entered the room. | İki trolloc odaya girdi. |
The doors at the far end of the room were swung open and two trollocs entered the room. | Odanın uzak ucundaki yüksek kapılar savrularak açıldı ve odaya iki Trolloc girdi. |
armour/breastplate /cuirasse | zıhr |
until the knees | dizlerine kadar |
black armours reaching (coming) until the knees | dizlerine kadar gelen siyah zırhlar |
thorn | diken |
with thorns | dikenlerle |
decorated /ornated | süslenmiş |
their black armours reaching (coming) until the knees decorated with thorns | dizlerine kadar gelen siyah zırhları dikenlerle süslenmiş |
The doors at the far end of the room were swung open and two trollocs, their black armours reaching (coming) until the knees decorated with thorns, entered the room. | Odanın uzak ucundaki yüksek kapılar savrularak açıldı ve odaya, dizlerine kadar gelen siyah zırhları dikenlerle süslenmiş iki Trolloc girdi. |