| to focus (be focussed) | odaklanmak |
| His eyes focussed on a woman. | Gözleri bir kadına odaklandı |
| to narrow (be narrowed) | kısılmak |
| suddenly /all of a sudden | birden |
| (by) suddenly narrowing his eyes | Gözleri birden kısılarak |
| Suddenly narrowing his eyes he focussed on a woman. | Gözleri birden kısılarak, bir kadına odaklandı. |
| clad in a black dress (g) | siyah bir giysiye bürünmüş |
| His eyes focussed on a woman clad in black clothes | Gözleri siyah bir giysiye bürünmüş bir kadına odaklandı |
| apart from her fingers | parmakları dışında |
| showing no part (place) of her apart from her fingers | parmakları dışında hiçbir yerini göstermeyen |
| Suddenly narrowing his eyes he focussed on a woman clad in black, showing no part of her apart from her fingers. | Gözleri birden kısılarak, parmakları dışında hiçbir yerini göstermeyen siyah bir giysiye bürünmüş bir kadına odaklandı. |