to spread (out) /radiate / diffuse
yaymak to be spread out) /effused (y)
yayılmak far /remote /distant (u)
uzak land /realm (d)
diyar far lands (d)
uzak diyarlar spread (up to) distant lands
uzak diyarlara kadar yayılmış clan
klan the Hassi Barahal clan, spread out into distant lands...
Uzak diyarlara kadar yayılmış Hassi Barahal klanı I'm so glad. You have already learned two hundred fifty words.
Çok sevindim. Çoktan iki yüz elli tane kelime öğrendin. local / regional
yerel representative
temsilci the local representative
yerel temsilci the far outspread Hassi Barahal clan's local representatives
Uzak diyarlara kadar yayılmış Hassi Barahal klanının yerel temsilcileri Being the far outspread Hassi Barahal clan's local representatives
Uzak diyarlara kadar yayılmış Hassi Barahal klanının yerel temsilcileri olarak they received
alırlardı luxury
lüks luxury things /luxuries
lüks şeyler they received some luxury things
bazı lüks şeyler alırlardı lock
kilit door lock
kapı kilidi window
pencere door and window locks
kapı ve pencere kilitleri seal / cachet
mühür to seal
mühürlenmek magic / sorcery (s)
sihir with magic
sihriyle sealed with magic
sihriyle mühürlenmiş they received door and window locks sealed with magic
sihriyle mühürlenmiş kapı ve pencere kilitleri alırlardı. iron
demir blacksmith
demirci sealed by a blacksmith with magic
bir demircinin sihriyle mühürlenmiş visit
ziyaret visitor
ziyaretçi unwanted
istemeyen unwanted visitors
istemeyen ziyaretçiler to keep out
dışarıda tutmak in order to keep out unwanted visitors
istemeyen ziyaretçileri dışarıda tutmak için They received door and window locks sealed by a blacksmith with magic in order to keep out unwanted visitors.
İstemeyen ziyaretçileri dışarıda tutmak için bir demircinin sihriyle mühürlenmiş kapı ve pencere kilitleri alırlardı. talısman /amulet /charm /spell
tılsım druid
kelt rahibi Drua (characters in the story with magic powers)
Drua Drua spells
Drua tılsımları to protect
korumak protecting
koruyan like Drua spells protecting the house
ev koruyan drua tılsımları gibi they received some luxuries like Drua spells protecting the house
ev koruyan drua tılsımları gibi bazı lüks şeyler alırlardı They received some luxury things like Drua spells protecting the house or door and window locks sealed by a blacksmith with magic in order to keep out unwanted visitors.
Evi koruyan drua tılsımları gibi bazı lüks şeyler veya istenmeyen ziyaretçileri dışarıda tutmak için bir demircinin sihriyle mühürlenmiş kapı ve pencere kilitleri alırlardı. measure /precaution
tedbir to let one's guard down
tedbiri elden bırakmak to be on the safe side /err on the side of caution
tedbiri elden bırakmamak without neglecting caution /without letting their guards down /discreetly
tedbiri elden bırakmadan to sell
satmak to by and sell
alıp satmak information /knowledge
bilgi to buy and sell information
bilgi alıp satmak they discreetly bought and sold information
tedbiri elden bırakmadan bilgi alıp satarlardı in return
karşılığında They discreetly bought and sold information and received in return some luxuries like Drua spells protecting the house or door and window locks sealed by a blacksmith with magic to keep out unwanted visitors.
Tedbiri elden bırakmadan bilgi alıp satar ve karşılığında, evi koruyan drua tılsımları gibi bazı lüks şeyler veya istenmeyen ziyaretçileri dışarıda tutmak için bir demircinin sihriyle mühürlenmiş kapı ve pencere kilitleri alırlardı. Being the far outspread Hassi Barahal clan's local representatives, they discreetly bought and sold information...
Uzak diyarlara kadar yayılmış Hassi Barahal klanının yerel temsilcileri olarak, tedbiri elden bırakmadan bilgi alıp satar... ... and received in return some luxuries like Drua spells protecting the house or door and window locks sealed by a blacksmith with magic to keep out unwanted visitors.
ve karşılığında, evi koruyan drua tılsımları gibi bazı lüks şeyler veya istenmeyen ziyaretçileri dışarıda tutmak için bir demircinin sihriyle mühürlenmiş kapı ve pencere kilitleri alırlardı.