mirror /looking glass | ayna |
the mirror next to hanger | askılığın yanındaki ayna |
reflection | yansıma |
own | kendi |
my own reflection | kendi yansımam |
I could see my own reflection. | kendi yansımamı görebiliyordum |
In the mirror next to the hanger (rack) I could see my own reflection. | Askılığın yanındaki aynada kendi yansımamı görebiliyordum. |
house | ev |
throughout/along /over | boyunca |
to knit /weave /braid | örmek |
to be knitted /woven /braided | örülmek |
woven all over the house | ev boyunca örülmüş |
series (tv) /sequence /string /chain | dizi |
magic threads | büyü dizileri |
I could see the magic threads woven all over the house. | Ev boyunca örülmüş büyü dizilerini görebiliyordum. |
In the mirror next to the hanger (rack) I could see my own reflection and the magic threads woven all over the house. | Askılığın yanındaki aynada kendi yansımamı ve ev boyunca örülmüş büyü dizilerini görebiliyordum. |