to notice | fark etmek |
before /earlier | önce |
before he noticed | o fark etmeden önce |
to put | koymak |
to put back / to put in its place | yerine koymak |
I should put back | yerine koymalıydım |
I should put the book in its place before he noticed | kitabı o fark etmeden önce yerine koymalıydım |
or (otherwise) | yoksa |
the cold | soğuk |
it would be | olacaktı |
problem | sorun |
the cold would be my problem | soğuk, sorunum olacaktı |
I'm so glad. You have already learned one hundred and ten words. | Çok sevindim. Çoktan yüz on tane kelime öğrendin. |
light /mild | hafif |
the lightest /the least | en hafif |
the lightest (least) of my problems | sorunlarımın en hafif |
or otherwise the cold would be the lightest of my problems | yoksa soğuk, sorunlarımın en hafif olacaktı |
I should put the book in its place before he noticed, or otherwise the cold would be the lightest of my problems. | Kitabı o fark etmeden önce yerine koymalıydım, yoksa soğuk, sorunlarımın en hafif olacaktı. |