Question | Answer |
---|---|
to know | bilmek |
they knew | biliyorlardı |
They knew that the Potters had a little son. | Potter'ların küçük bir oğulları olduğunu biliyorlardı. |
to see | görmek |
but they had never seen him | ama hiç görmemişlerdi onu |
They knew that the Potters had a little son, but they had never seen him. | Potter'ların küçük bir oğulları olduğunu biliyorlardı, ama hiç görmemişlerdi onu. |