probably | muhtemelen |
cause of death /Todesursache | ölüm nedeni |
to cause death /to lead to death | ölüme neden olmak |
the... probably causing the man's death | muhtemelen adamın ölümüne neden olan... |
throat (b) | boğaz |
that was in his throat (b) | boğazındaki |
cut /incision /slash | kesik |
deep | derin |
the deep cut in his throat | boğazındaki derin kesik |
the deep cut in his throat, which probably led to the death of the man | muhtemelen adamın ölümüne neden olan boğazındaki derin kesik |
I could have seen | görebilecektim |
easily /with ease (r) | rahatlıkla |
I easily could have seen | rahatlıkla görebilecektim |
I easily could have seen the deep cut in his throat, which probably led to the death of the man | muhtemelen adamın ölümüne neden olan boğazındaki derin kesiği rahatlıkla görebilecektim |
chin /jaw | çene |
if his chin didn't fall on his chest | çenesi göğsüne düşmese |
if his chin didn't fall on his chest I could have seen the cut in his throat | çenesi göğsüne düşmese boğazındaki kesiği görebilecektim |
beard | sakal |
thin /fine | ince |
greyish /greying /flecked with grey /grau meliert | kırçıl |
a greying beard | kırçıl bir sakal |
to decorate /adorn (s) | süslemek |
his chin decorated with a thin greying beard | ince, kırçıl sakalın süslediği çenesi |
If his chin decorated with a thin greying beard hadn't fallen on his chest, I could have seen easily (r) the deep cut in his throat which probably led to the death of the man. | İnce, kırçıl sakalın süslediği çenesi göğsüne düşmese, muhtemelen adamın ölümüne neden olan boğazındaki derin kesiği rahatlıkla görebilecektim. |