| you (sg) | sen |
| who /that | ki |
| to turn away | yüz çevirmek |
| from us | bizden |
| You who did not turn away from us. | Sen ki bizden yüz çevirmedin. |
| Unbelievable, you already learned two hundred words | İnanılmaz, çoktan iki yüz tane kelime öğrendin. |
| way | yol |
| to go on the way /to set out /depart /hit the road | yola çıkmak |
| since | beri |
| since we departed | yola çıktığımızdan beri |
| since we departed from Megara | Megara'dan yola çıktığımızdan beri |
| alone | yalnız |
| to leave / quit | bırakmak |
| to leave alone | yalnız bırakmak |
| you didn't leave us alone | bizi yalnız bırakmadın |
| You, who didn't leave us alone since we departed from Megara. | Sen ki Megara'dan yola çıktığımızdan beri bizi yalnız bırakmadın. |