| word (s) | söz |
| to keep one's word | sözünü tutmak |
| The king should keep his word. | Kral sözünü tutmalıydı. |
| to do /make | yapmak |
| He should do | yapmalıydı |
| to fall | düşmek |
| what falls on top of s. o. > one's part | üzerine düşen |
| to do one's part | üzerine düşeni yapmak |
| The king should do his part | Kral üzerine düşeni yapmalıydı |
| The king should do his part, keep his word. | Kral üzerine düşeni yapmalı, sözünü tutmalıydı. |
| perform /fullfill | yerine getirmek |
| The king should fullfill | Kral yerine getirmeliydi |
| eighty | seksen |
| Unbelievable, you already learned eighty words | İnanılmaz, çoktan seksen tane kelime öğrendin. |
| the requirements of his position /his duties | olmanın gereği |
| The king should fulfill his requirements | Kral olmanın gereğini yerine getirmeliydi. |
| The king should fulfill his requirements, should do his part, should keep his word. | Kral olmanın gereğini yerine getirmeli, üzerine düşeni yapmalı, sözünü tutmalıydı. |