attention /care | dikkat |
to draw attention | dikkati çekmek |
to draw attentions upon/to oneself | dikkatleri kendi üzerine çekmek |
We don't want to attract attention (to ourselves) | Dikkatleri üzerimize çekmek istemeyiz. |
double /twice | iki kat |
to act like a fool | aptallık etmek |
By drawing attentions to herself she had acted twice as foolish | Dikkatleri kendi üzerine çekerek iki kat aptallık etmişti |
cleavage /decolletage /neckline | dekolte |
to exhibit /expose /display /show | sergilemek |
meat /flesh | et |
the cleavage displaying too much flesh | çok fazla et sergileyen dekolte |
foot | ayak |
that were on her feet | ayaklarındaki |
slipper | terlik |
golden slippers | altın terlikler |
the golden slippers on her feet | ayaklarındaki altın terlikler |
dress (e) | elbise |
her dress covering the slippers | terlikleri örten elbisesi |
her dress not covering the slippers | terlikleri örtmeyen elbisesi |
her dress not covering the golden slippers on her feet | ayaklarındaki altın terlikleri örtmeyen elbisesi |
Her dress not covering the golden slippers on her feet showed that she was a woman from Illian. | Ayaklarındaki altın terlikleri örtmeyen elbisesi onun İllian'dan bir kadın olduğunu gösteriyordu |
her dress with a deep neckline (its neckline deep) | dekoltesi derin elbisesi |
her dress with a deep neckline (its neckline deep) displaying too much flesh and not covering the golden slippers on her feet | çok fazla et sergileyen dekoltesi derin ve ayaklarındaki altın terlikleri örtmeyen elbisesi |
By drawing attentions to herself she had acted twice as foolish, for her dress with a low cleavage displaying too much flesh and not covering the golden slippers on her feet showed that she was a woman from Illian. | Dikkatleri kendi üzerine çekerek iki kat aptallık etmişti, zira çok fazla et sergileyen dekoltesi derin ve ayaklarındaki altın terlikleri örtmeyen elbisesi onun İllian'dan bir kadın olduğunu gösteriyordu |
rich | zengin |
noble | soylu |
of noble blood | soylu kandan |
maybe | belki de |
even(h) | hatta |
rich, maybe even of noble blood | zengin, hatta belki de soylu kandan |
Her dress showed that she was a rich woman from Illian, maybe even of noble blood. | Elbisesi onun İllian'dan zengin, hatta belki de soylu kandan bir kadın olduğunu gösteriyordu. |
By drawing attentions to herself she had acted twice as foolish, for her dress with a low cleavage displaying too much flesh and not covering the golden slippers on her feet showed that she was a rich woman from Illian, maybe even of noble blood. | Dikkatleri kendi üzerine çekerek iki kat aptallık etmişti, zira çok fazla et sergileyen dekoltesi derin ve ayaklarındaki altın terlikleri örtmeyen elbisesi onun İllian'dan zengin hatta belki de soylu kandan bir kadın olduğunu gösteriyordu. |