Boş bir yol - zo

QuestionAnswer
foreigner
yabancı
His mother was a foreigner
Annesi bir yabancı idi.
to smile
gülümsemek
her smiling face
gülümseyen yüzü
He remembered her smiling face.
Gülümseyen yüzünü hatırlıyordu.
He didn't remember many (p) things.
Pek bir şey hatırlamıyordu.
Apart from her smiling face he didn't remember many (p) things.
Gülümseyen yüzü dışında pek bir şey hatırlamıyordu.
His mother was a foreigner and apart from her smiling face he didn't remember many things.
Annesi bir yabancı idi ve gülümseyen yüzü dışında pek bir şey hatırlamıyordu.
even so /still /nonetheless
yine de
spring
bahar
summer
yaz
every spring and every summer
her bahar ve her yaz
Still he continued every spring and every summer
Yine de her bahar ve her yaz devam ediyordu
grave
mezar
to put
koymak
flower
çiçek
to put flowers on her grave
mezarına çiçek koymak
He continued to put flowers on her grave.
Mezarına çiçek koymaya devam ediyordu.
Sunday
pazar
on Sundays
pazarları
Every summer he continued to put flowers on her grave on Sundays.
Her yaz, pazarları mezarına çiçek koymaya devam ediyordu.
Every spring at 'Bel Tine'
her bahar Bel Tine'da
Still he continued to put flowers on her grave every Spring at Bel Tine and every Summer on Sundays.
Yine de her bahar Bel Tine'da ve her yaz, pazarları mezarına çiçek koymaya devam ediyordu.
His mother was a foreigner and apart from her smiling face he didn't remember many things; still he continued to put flowers on her grave every Spring at Bel Tine and every Summer on Sundays.
Annesi bir yabancı idi ve gülümseyen yüzü dışında pek bir şey hatırlamıyordu, yine de her bahar Bel Tine'da ve her yaz, pazarları mezarına çiçek koymaya devam ediyordu.