| mother | anne |
| his mother | annesi |
| from his mother | annesinden |
| it came from his mother | annesinden geldi |
| he said (s) | söylüyordu |
| Tam said it came from his mother | Tam annesinden geldiğini söylüyordu. |
| his grey eyes | gri gözleri |
| Tam said that his grey eyes came from his mother. | Tam, gri gözlerinin annesinden geldiğini söylüyordu. |
| red /scarlet (e. g. for hair) | kızıl |
| ruddiness (the red) /die Röte | kızıllık |
| the red of his hair | saçlarının kızıllığı |
| Tam said that the red of his hair came from his mother. | Tam, saçlarının kızıllığının annesinden geldiğini söylüyordu. |
| Tam said that his grey eyes and the red of his hair came from his mother. | Tam, gri gözleri ile saçlarının kızıllığının annesinden geldiğini söylüyordu. |