time | zaman |
never | hiçbir zaman |
somebody | kimse |
nobody | hiç kimse |
Nobody ever saw God. | Tanrıyı hiçbir zaman hiç kimse görmedi. |
bosom (b) | bağır |
the bosom of the Father | Babanın bağrı |
on the bosom of the Father | Babanın bağrında |
to be / to exist /to be found / situated /se trouver | bulunmak |
who is on the bosom of the Father | Babanın bağrında bulunan |
The only (unique) Son who is on the bosom of the Father | Babanın bağrında bulunan biricik Oğul |
to know (something) | bilmek |
to know (someone) | tanımak |
to make someone known /to introduce s. o. | tanıtmak |
The Son introduced Him /made Him known | Oğul Onu tanıttı |
The Only Son who is on the bosom of the Father made Him known. | Babanın bağrında bulunan biricik Oğul Onu tanıttı. |
who is God | Tanrı olan |
The Only Son who is God | Tanrı olan biricik Oğul |
The Only Son who is God made Him known. | Tanrı olan biricik Oğul Onu tanıttı. |
The Only Son who is on the bosom of the Father and who is God made Him known. | Babanın bağrında bulunan ve Tanrı olan biricik Oğul Onu tanıttı. |
Nobody has ever seen God. The Only Son who is on the bosom of the Father and who is God made Him known. | Tanrıyı hiçbir zaman hiç kimse görmedi. Babanın bağrında bulunan ve Tanrı olan biricik Oğul Onu tanıttı. |