first (i) | ilk |
at first | ilkinde |
sky /heaven | gök |
from the sky /from heaven | gökten |
mouse | fare |
At first you made it rain mice from heaven | ilkinde gökten fare yağdırdın |
the second | ikinci |
Awesome. You succeeded to learn one hundred and forty words. | Yıkılıyor. Yüz kırk tane kelime öğrenmeyi başardın. |
at second /in second place | ikincisinde |
frog | kurbağa |
the third | üçüncü |
in third place | üçüncüsünde |
pine cones | çam kozalakları |
At first you made it rain mice from heaven, at second frogs, at third pine cones. | İlkinde gökten fare yağdırdın, ikincisinde kurbağa, üçüncüsünde çam kozalakları. |
I wonder | merak ediyorum |
real /true | gerçek |
a real true rain | gerçek bir yağmur |
Will you be able to manage? | Becerebilecek misin? |
Will you be able to manage to make it rain a real rain? | Gerçek bir yağmur yağdırmayı becerebilecek misin? |
I wonder | acaba |
Will you be able to manage to make a real rain, I wonder? | Gerçek bir yağmur yağdırmayı becerebilecek misin, acaba? |
I wonder: Will you be able to manage to make a real rain, I wonder? | Merak ediyorum: Gerçek bir yağmur yağdırmayı becerebilecek misin, acaba? |