Büyücünün Yeğeni 1 - Yanlış Kapı - ze

QuestionAnswer
packing /Verpackung /emballage
ambalaj
box
kutu
pieces
parçalar
parts of old packaging boxes
eski ambalaj kutularının parçaları
she had brought there
oraya getirmişti
She had brought parts of old packaging boxes there.
Eski ambalaj kutularının parçalarını oraya getirmişti.
to put
koymak
she had put these
bunları koymuştu
She had put these on top of the beams.
Bunları kirişlerin üzerine koymuştu.
a floor/ground (z)
bir zemin
to create / form / constitute
oluşturmak
she had been able to create
oluşturabilmişti
she had been able to create a floor
bir zemin oluşturabilmişti
by putting
koyarak
by putting these on top of the beams she had been able to create a floor
Bunları kirişlerin üzerine koyarak bir zemin oluşturabilmişti.
She had brought parts of old packaging boxes there and by putting these on top of the beams she had been able to create a floor.
Eski ambalaj kutularının parçalarını oraya getirmişti ve bunları kirişlerin üzerine koyarak bir zemin oluşturabilmişti.
similar /suchlike
benzer
and similar things
ve buna benzer şeyler
similar to her
ona benzer - onun benzeri
How cool! You have learned three hundred and fifty words.
Ne harika! Üç yüz elli tane sözcük öğrendin.
She had brought parts of old packaging boxes and similar things there and by putting these on top of the beams she had been able to create a floor.
Eski ambalaj kutularının parçalarını ve buna benzer şeyleri oraya getirmişti ve bunları kirişlerin üzerine koyarak bir zemin oluşturabilmişti.
chair
sandalye
kitchen
mutfak
kitchen chairs
mutfak sandalyeleri
broken
kırık
broken kitchen chairs
kırık mutfak sandalyeleri
seat
oturak
seats of broken kitchen chairs
kırık mutfak sandalyelerinin oturakları
She had brought seats of broken kitchen chairs and similar things.
Kırık mutfak sandalyelerinin oturaklarını ve buna benzer şeyleri getirmişti.
She had brought parts of old packaging boxes, seats of broken kitchen chairs and similar things there and by putting these on top of the beams she had been able to create a floor.
Eski ambalaj kutularının parçalarını, kırık mutfak sandalyelerinin oturaklarını ve buna benzer şeyleri oraya getirmişti ve bunları kirişlerin üzerine koyarak bir zemin oluşturabilmişti.