John witnessed about Him. | Yahya Ona tanıklık etti. |
high /loud | yüksek |
voice /noise /sound | ses |
with a loud voice /aloud | yüksek sesle |
such /the following | şöyle |
He said with a loud voice : /( He cried out and said:) | yüksek sesle şöyle dedi: |
from/of me (ablative) | benden |
after | sonra |
after me | benden sonra |
the one coming after me | benden sonra gelen |
above /superior | üstün |
above me /higher than me /superior to me | benden üstün |
the One who comes after me is superior to me. (fact) | Benden sonra gelen benden üstündür. |
He said with a loud voice : /( He cried out and said:) "He who comes after me is superior to me." | Yüksek sesle şöyle dedi: 'Benden sonra gelen benden üstündür.' |
because | çünkü |
before /earlier | önce |
He was before me. | O benden önce vardı. |
He who comes after me is superior to me, because He was (existed) before me. | Benden sonra gelen benden üstündür, çünkü O benden önce vardı. |
to speak of /talk about /mention | söz etmek |
person (k) | kişi |
the person I talked of | söz ettiğim kişi |
the person about whom I said ("whose saying I did") | sözünü ettiğim kişi |
This is the person about whom I said (fact) | Sözünü ettiğim kişi budur. |
This (fact) is the person about whom I said: He who comes after me is superior to me, because He was before me. | Benden sonra gelen benden üstündür, çünkü benden önce vardı diye sözünü ettiğim kişi budur. |
John witnessed about Him. He said with a loud voice : This (fact) is the person about whom I said: He who comes after me is superior to me, because He was before me. | Yahya Ona tanıklık etti. Yüksek sesle şöyle dedi : Benden sonra gelen benden üstündür, çünkü benden önce vardı diye sözünü ettiğim kişi budur. |