true/real | gerçek |
there was the true light | gerçek ışık vardı |
world /earth | dünya |
into the world | dünyaya |
to come into the world | dünyaya gelmek |
coming into the world | dünyaya gelen |
There was the true light coming into the world. | Dünyaya gelen gerçek ışık vardı. |
sixty | altmış |
Bravo! So far you have memorized sixty words. | Aferin! Şu ana kadar altmış tane kelime ezberledin. |
to enlighten /brighten /illume | aydınlatmak |
enlightening | aydınlatan |
enlightening every (hu)man | her insanı aydınlatan |
the true light enlightening every man(i) | her insanı aydınlatan gerçek ışık |
There was the true light coming into the world, enlightening every man (i) . | Dünyaya gelen, her insanı aydınlatan gerçek ışık vardı. |