| everything /all things | her şey |
| to exist /to come into being | var olmak |
| Everything came into being. | Her şey var oldu |
| tool /means /vehicle/medium | araç |
| mediation /intervention /intercession | aracılık |
| twenty | yirmi |
| Bravo! So far you have memorized twenty words. | Aferin! Şu ana kadar yirmi tane kelime ezberledin. |
| his /hers /its | onun |
| his mediation | onun aracılığı |
| with his mediation /through him | onun aracılığıyla |
| All things were made (came into being) through him. | Her şey onun aracılığıyla var oldu. |
| no /any /whatsoever | hiçbir |
| thing | şey |
| nothing /anything | hiçbir şey |
| existing | var olan |
| nothing that exists | var olan hiçbir şey |
| without him/her/it | onsuz |
| to be | olmak |
| it was | oldu |
| it was not | olmadı |
| something happened | bir şey oldu |
| nothing happened | hiçbir şey olmadı |
| nothing that exists, existed without Him. | var olan hiçbir şey Onsuz olmadı |
| All things were made (came into being) through him, nothing that exists, existed without Him. | Her şey onun aracılığıyla var oldu, var olan hiçbir şey Onsuz olmadı. |