long | uzun |
a head taller than | -den bir baş uzun |
He was a head taller than his father. | Babasından bir baş uzundu. |
region | bölge |
who /that was in that region | o bölgedeki |
everybody | herkes |
everybody in that region | o bölgedeki herkes |
He was a head taller than everyone in that region. | O bölgedeki herkesten bir baş uzundu. |
He was a head taller than his father and than everyone in that region. | O babasından ve o bölgedeki herkesten bir baş uzundu. |
appearance | görünüş |
in his appearance | görünüşünde |
In his appearance were very (ç) few things of Tam. | Görünüşünde Tam'dan çok az şey vardı. |
the width | genişlik |
the width of his shoulders | omuzların genişliği |
maybe nothing apart from the width of his shoulders | belki omuzların genişliği dışında hiçbir şey |
In his appearance were very (ç) few things of Tam, maybe nothing apart from the width of his shoulders. | Görünüşünde Tam'dan çok az şey vardı, belki omuzların genişliği dışında hiçbir şey. |
He was a head taller than his father and than everyone in that region and in his appearance were very (ç) few things of Tam, maybe nothing apart from the width of his shoulders. | Babasından ve o bölgedeki herkesten bir baş uzundu ve görünüşünde Tam'dan çok az şey vardı, belki omuzların genişliği dışında hiçbir şey. |