calmly /leisurely/at ease | sakin sakin |
Now he was walking calmly along the way. | Şimdi yol boyunca sakin sakin yürüyordu. |
bear | ayı |
wolves and bears | kurtlar ve ayılar |
things to watch out for | dikkat etmesi gereken şeyler |
every man | her adam |
things to watch out for every man | her adamın dikkat etmesi gereken şeyler |
every man who has sheep | koyunları olan her adam |
things to watch out for every man who has sheep | koyunları olan her adamın dikkat etmesi gereken şeyler |
problem | sorun |
it's no problem | hiç sorun değil |
wolves and bears are no problem | kurtlar ve ayılar hiç sorun değil |
Wolves and bears, things to watch out for every man who has sheep, are no problem | Kurtlar ve ayılar, koyunları olan her adamın dikkat etmesi gereken şeyler, hiç sorun değil |
attitude /manner /behaviour | tavır |
he said /they said (with pl subject) | diyordu |
said his manners | diyordu tavırları |
Wolves and bears, things to watch out for every man who has sheep, are no problem, said his manners. | Kurtlar ve ayılar, koyunları olan her adamın dikkat etmesi gereken şeyler, hiç sorun değil diyordu tavırları. |
it would be better / they'd better don't (with pl subject) /with if - verbform | iyi olurdu |
they'd better don't try | çalışmasalar iyi olurdu |
they'd better don't try to hinder | engellemeye çalışmasalar iyi olurdu |
they'd better don't try to hinder Tam al'Thor to reach | Tam al'Thor'un ulaşmasını engellemeye çalışmasalar iyi olurdu. |
Emond's Field | Emond Meydanı |
they'd better don't try to hinder Tam al Thor to reach Emond's Field | Tam al'Thor'un Emond Meydanı'na ulaşmasını engellemeye çalışmasalar iyi olurdu. |
Wolves and bears, things to watch out for every man who has sheep, were no problem said his manners, but they'd better don't try to hinder Tam al Thor to reach Emond's Field. | Kurtlar ve ayılar, koyunları olan her adamın dikkat etmesi gereken şeyler, hiç sorun değil diyordu tavırları ama Tam al'Thor'un Emond Meydanı'na ulaşmasını engellemeye çalışmasalar iyi olurdu. |