from time to time /every now and then | zaman zaman |
flank /side | böğür |
to touch (+dat) | dokunmak |
slightly | hafifçe |
the mare's flank | kısrağın böğrü |
He touched the mare's flank. | Kısrağın böğrüne dokundu. |
Every now and then he slightly touched the mare's flank. | Zaman zaman kısrağın böğrüne hafifçe dokundu. |
to remember | hatırlamak |
to remind s. o. | hatırlatmak |
to continue /to keep on | devam etmek |
He was reminding to continue. | devam etmesini hatırlatıyordu. |
He was reminding to continue to walk. | Yürümeye devam etmesini hatırlatıyordu. |
Every now and then he by slightly touched the mare's flank he was reminding (her) to keep walking. | Zaman zaman kısrağın böğrüne hafifçe dokunarak, yürümeye devam etmesini hatırlatıyordu. |