| also /moreover (h) | hem de | 
| such /thus | öyle | 
| birds | kuşlar | 
| some | bazı | 
| some birds | bazı kuşlar | 
| Moreover it was like some birds | Hem de öyle bazı kuşlar gibi | 
| he wouldn't say | demekle kalmazdı | 
| Moreover it was that he wouldn't just say like some birds | Hem de öyle bazı kuşlar gibi demekle kalmazdı. | 
| Good morning | Günaydın | 
| good night | iyi geceler | 
| Moreover it was that he wouldn't just say 'Good morning, good evening' like some birds. | Hem de öyle bazı kuşlar gibi 'Günaydın, iyi geceler...' demekle kalmazdı. | 
| easily | rahatça | 
| to chitchat /prattle /gossip | çene çalmak | 
| eighty | seksen | 
| Awesome. You succeeded to learn eighty words. | Yıkılıyor. Seksen kelime öğrenmeyi başardın. | 
| person /human /Mensch | insan | 
| He used to chitchat easily with people. | İnsanla rahatça çene çalardı. |