and | ve |
Mike, Peggy and Nora | Mike, Peggy ve Nora |
to talk | konuşmak |
they were talking (after a plural subject) | konuşuyordu |
Mike, Peggy and Nora were talking. | Mike, Peggy ve Nora konuşuyordu. |
field | kır |
in the field | kırda |
to sit | oturmak |
Mike, Peggy and Nora were sitting in the field. | Mike, Peggy ve Nora kırda oturuyordu. |
sitting | oturmuş |
Mike, Peggy and Nora were sitting in the field talking. | Mike, Peggy ve Nora kırda oturmuş, konuşuyordu. |
very | çok |
unhappy | mutsuz |
they are unhappy | mutsuzlar |
they were unhappy | mutsuzlardı |
They were very unhappy. | Çok mutsuzlardı. |
to cry | ağlamak |
Nora cried. | Nora ağlıyordu. |
non-stop, ceaselessly | durmadan |
Nora cried without ceasing. | Nora durmadan ağlıyordu. |
at that time | o sırada |
twenty | yirmi |
Unbelievable. You have learned already twenty words. | İnanılmaz. Şimdiden yirmi tane kelime öğrendin. |