awake | uyanık |
to lie awake | uyanık uzanmak |
bed | yatak |
in the bed | yatakta |
when you lie awake in bed | Yatakta uyanık uzanırken |
foot | ayak |
sound /voice /noise | ses |
footsteps (sound of..) | ayak sesleri |
the sound of Uncle Andrew's footsteps | Andrew Dayı'nın ayak sesleri |
heavy /hard | ağır |
heavily /slowly | ağır ağır |
to approach | yaklaşmak |
to listen to(it/them) approaching | yaklaştığını dinlemek |
to listen to the footsteps approaching | ayak seslerinin yaklaştığını dinlemek |
to listen to Uncle Andrew's footsteps heavily approaching | Andrew Dayı'nın ayak seslerinin ağır ağır yaklaştığını dinlemek |
floor /hallway | koridor |
in /from the hallway | koridordan |
to approach from the hallway | koridordan yaklaşmak |
to(wards) your room | senin odana |
from the hallway towards your room | koridordan senin odana |
to listen to Uncle Andrew's footsteps heavily approaching from the hallway towards your room | Andrew Dayı'nın ayak seslerinin ağır ağır koridordan senin odana yaklaştığını dinlemek |
to listen, while laying awake in bed, to Uncle Andrew's footsteps heavily approaching from the hallway towards your room | Yatakta uyanık uzanırken Andrew Dayı'nın ayak seslerinin ağır ağır koridordan senin odana yaklaştığını dinlemek |
what do you think it is like | nasıl bir şey sence |
What do you think it is like, while you are awake in bed, to listen to the sound of Uncle Andrew's footsteps slowly approaching your room from the hallway ? | Yatakta uyanık uzanırken Andrew Dayı'nın ayak seslerinin ağır ağır koridordan senin odana yaklaştığını dinlemek nasıl bir şey sence? |