fabric /material /Stoff /tissu | kumaş |
to wrap | bürünmek |
wrapped (up) | bürünmüş |
wrapped up in fabric | kumaşa bürünmüş |
tailor /seanstress /Schneider(in) | terzi |
span (length measure) /Spanne | karış |
a tailor's span | bir terzi karışı |
fabric in the length of a tailor's span /a tailor's span of fabric | bir terzi karışı boyu kumaş |
wrapped in a tailor's span of fabric | bir terzi karışı boyu kumaşa bürünmüş |
there | orada |
Bravo! You know now hundred and eighty Turkish words. | Aferin! Artık yüz seksen tane Türkçe kelime biliyorsun. |
only | sadece |
is not | değil |
was not | değildi |
it was not only himself /it wasn't just him | sadece kendisi değildi |
It wasn't just him, being wrapped in a tailor's span of fabric. | Bir terzi karışı boyu kumaşa bürünmüş olan sadece kendisi değildi. |
It wasn't just him there, being wrapped in a tailor's span of fabric. | Orada bir terzi karışı boyu kumaşa bürünmüş olan sadece kendisi değildi. |
silently | sessizce |
to watch/ observe (i) | izlemek |
Silently he observed. (i) | Sessizce izledi. |
people | kişiler |
Silently he observed (i) the people. | Sessizce kişileri izledi. |
side (y) | yan |
next to (him/her/it) | yanında |
that were next to him | yanındaki |
the people (who were) next to him | yanındaki kişiler |
Silently he observed the people next to him. | Sessizce yanındaki kişileri izledi. |