penetrating /piercing | delici |
penetrating look /piercing look /steel gaze | delici bakış |
the Senator's penetrating look (pl) | Senatör'ün delici bakışları |
The woman had the piercing look of the Senator. /In the woman was... | kadında Senatörün delici bakışları vardı |
gentle /polite /sweet | nazik |
his gentle behaviour | nazik tavrı |
The woman (loc) had the Senator's penetrating look (pl) and gentle behaviour. | Kadında Senatörün delici bakışları ve nazik tavrı vardı. |
well-bred /genteel /cultivated /civilized /well-mannered | terbiyeli |
nobility /dignity (a) | asalet |
well-bred nobility | terbiyeli asalet |
an air of... | havası |
an air of well-bred nobility | terbiyeli asalet havası |
The woman (loc.) had the piercing look of the Senator and his gentle behaviour - that air of well-bred nobility. | Kadında Senatörün delici bakışları ve nazik tavrı - şu terbiyeli asalet havası - vardı. |