spring | bahar |
every | her |
every spring | her bahar |
to calve / throw /breed /spawn /drop | yavrulamak |
time (v) | vakit |
breeding time | yavrulama vakti |
each spring at breeding time | her bahar yavrulama vaktinde |
barn | ahır |
to walk around (with a goal) | dolaşmak |
he walked from one barn to another | ahır ahır dolaşıyor |
new | yeni |
to be born | doğmak |
new born | yeni doğmuş |
goat /kid | oğlak |
lamb | kuzu |
calve | buzağı |
foal | tay |
the newborn kids, lambs, calves, foals | yeni doğmuş oğlaklar, kuzular, buzağılar, taylar |
to take | almak |
he took | alıyormuş |
He walked from one barn to another taking the newborn kids, lambs, calves, foals, | ahır ahır dolaşıyor, yeni doğmuş oğlakları, kuzuları, buzağıları, tayları alıyormuş |
Every spring, when the animals were brooding, he walked from one barn to another, taking the newborn kids, lambs, calves, foals. | Her bahar hayvanların yavrulama vaktinde ahır ahır dolaşıyor, yeni doğmuş oğlakları, kuzuları, buzağıları, tayları alıyormuş. |
from stable to stable (doubling of nouns that works only with few verbs: dolaşmak/gezmek/gezinmek) | ahır ahır |