quickly (in one sudden movement) | hızla |
to straighten up (oneself) | doğrulmak |
She quickly straightened up. | Hızla doğruldu. |
bed | yatak |
in/on the bed | yatakta |
She quickly straightened up in the bed. | Hızla doğruldu yatakta. |
door | kapı |
the door of the room | odanın kapısı |
to beat (one time) / to knock | vurmak |
to be knocked /beaten | vurulmak |
The room's door was knocked at. | Odanın kapısına vuruluyordu. |
frentically /madly | çılgınca |
The room's door was knocked at like mad. | Odanın kapısına çılgınca vuruluyordu. |
without stopping /non stop | durmadan |
to repeat / quote (y) | yinelemek |
to repeat non stop | durmadan yinelemek |
That voice was repeating her name without stopping | O ses durmadan adını yineliyordu |
The room's door was knocked at like mad, that voice repeated her name without stopping: "Mrs. Esra... Mrs. Esra | Odanın kapısına çılgınca vuruluyor, o ses durmadan adını yineliyordu: 'Esra Hanım... Esra Hanım...' |