| belief | inanç |
| our belief | inancımız |
| steady /steadfast /unshakable /unwavering | sarsılmaz |
| our unshakable belief | sarsılmaz inancımız |
| to extend /stretch /prolong | uzatmak |
| it only prolonged our unshakable belief a bit | sarsılmaz inancımızı sadece biraz daha uzatmıştı |
| about /concerning / relating to | dair |
| our belief about the great life waiting for us | harika bir yaşamın bizi beklediğine dair inancımız |
| In fact the cheese only prolonged our unshakable belief about the great life waiting for us a bit more. | Aslında peynir harika bir yaşamın bizi beklediğine dair sarsılmaz inancımızı sadece biraz daha uzatmıştı. |