the other / the far | öbür |
at the other side /at the far side | öbür yanda |
at the other/far side of Bela | Bela'nın öbür yanında |
Tam walked at the other/far side of Bela. | Tam, Bela'nın öbür yanında yürüyordu. |
unhurriedly | telaşsızça |
Tam walked without hurry /unagitated | Tam telaşsızça yürüyordu. |
attention /care | aldırış |
to pay attention /to care | aldırış etmek |
without paying attention | aldırış etmeden |
without paying attention to the wind | rüzgara aldırış etmeden |
Tam walked without hurry /unagitated without paying attention to the wind. | Tam rüzgara aldırış etmeden, telaşsızça yürüyordu. |
flag | bayrak |
like a flag | bayrak gibi |
to flap / ripple / undulate/ flattern / wogen / schlingern (Boot) | dalgalanmak |
to make sth flap /to cause (water) to break into waves/to cause (sth) to undulate; to cause (sth) to wave/sway (as in a wind)/ripple | dalgalandırmak |
the wind that caused his cloak to sway like a flag | pelerinini bayrak gibi dalgalandıran rüzgar |
Tam walked without hurry /unagitated without paying attention to the wind that caused his cloak to sway like a flag. | Tam, pelerinini bayrak gibi dalgalandıran rüzgara aldırış etmeden telaşsızça yürüyordu. |
brown | kahverengi |
Tam walked without hurry /unagitated without paying attention to the wind that caused his brown cloak to sway like a flag, | Tam, kahverengi pelerinini bayrak gibi dalgalandıran rüzgara aldırış etmeden telaşsızça yürüyordu. |
spear /lance / javelot | mızrak |
to use | kullanmak |
by using | kullanarak |
by using his spear | mızrağını kullanarak |
stick | asa |
a walking stick | yürüyüş asası |
by using his spear as (being) a walking stick | mızrağını yürüyüş asası olarak kullanarak |
Tam walked without hurry /unagitated using his spear as a walking stick. | Tam mızrağını yürüyüş asası olarak kullanarak telaşsızça yürüyordu. |
Tam walked without hurry /unagitated without paying attention to the wind that caused his brown cloak to sway like a flag, using his spear as a walking stick. | Tam mızrağını yürüyüş asası olarak kullanarak kahverengi pelerinini bayrak gibi dalgalandıran rüzgara aldırış etmeden telaşsızça yürüyordu. |
Tam walked at the other side of Bela, without hurry /unagitated without paying attention to the wind that caused his brown cloak to sway like a flag, using his spear as a walking stick. | Tam, Bela'nın öbür yanında mızrağını yürüyüş asası olarak kullanarak kahverengi pelerinini bayrak gibi dalgalandıran rüzgara aldırış etmeden telaşsızça yürüyordu. |