heart (y) | yürek |
her heart (y) | yüreği |
chest (body) | göğüs |
cage | kafes |
rib cage /Brustkorb | göğüs kafesi |
to beat (heart) | çarpmak |
Her heart was beating. | Yüreği çarpıyordu. |
Her heart was beating in the rib cage. | Yüreği göğüs kafesinde çarpıyordu. |
crazily /madly | delice |
Her heart was beating madly | Yüreği delice çarpıyordu. |
to tear /claw /rip (up) | yırtmak |
Nice. You have hundred and ninety words in your basket. | Güzel. Sepetinizde yüz doksan tane sözcük var. |
to tear off (lit. to tear and go out) | yırtıp çıkmak |
as if it was going to tear apart | yırtıp çıkacakmış gibi |
as if it was going to tear her rib cage apart | göğüs kafesini yırtıp çıkacakmış gibi |
Her heart was beating madly as if it was going to tear her rib cage apart. "Allahu akbar, Allahu akbar... " | Yüreği göğüs kafesini yırtıp çıkacakmış gibi delice çarpıyordu. 'Allahüekber, Allahüekber...' |