tight /narrow /short | sıkı |
group | topluluk |
groups of trees | ağaç toplulukları |
tight groups of trees | sıkı ağaç toplulukları |
shadow | gölge |
deep | derin |
a deep shadow | derin bir gölge |
to drop / to throw | düşürmek |
tight groups of trees dropped a deep shadow on the places | sıkı ağaç toplulukları yerlere derin bir gölge düşürdü |
On places where tight groups of trees dropped a deep shadow | Sıkı ağaç topluluklarının derin bir gölge düşürdüğü yerlerde |
white | beyaz |
to cover / envelope / wrap | örtmek |
deposit / accumulation | birikinti |
accumulations / patches of snow | kar birikintileri |
Accumulations of snow were covering the ground. | Kar birikintileri toprağı örtüyordu. |
Accumulations of white snow were still covering the ground. | Beyaz kar birikintileri hâlâ toprağı örtüyordu. |
On places where tight groups of trees dropped a deep shadow, accumulations of white snow were still covering the ground. | Sıkı ağaç topluluklarının derin bir gölge düşürdüğü yerlerde, beyaz kar birikintileri hâlâ toprağı örtüyordu. |