almost /nearly | az kalsın |
I almost talked to him | Az kalsın onunla konuşacaktım. |
then /after | sonra |
to give up | vazgeçmek |
but then I had given up | ama sonra vazgeçmiştim |
I almost had talked to him, but then I had given up | Az kalsın onunla konuşacaktım ama sonra vazgeçmiştim |
magazine | dergi |
a football magazine | bir futbol dergisi |
to read | okumak |
when/while reading | okurken |
to move /stir something | kıpırdatmak |
lips | dudaklar |
he had moved his lips | dudaklarını kıpırdatmıştı |
while reading he had moved his lips | okurken dudaklarını kıpırdatmıştı |
just as /like | tıpkı gibi |
first | birinci |
class | sınıf |
pupil /student | öğrenci |
like first class pupils | tıpkı birinci sınıf öğrencileri gibi |
while reading he had moved his lips just as first class pupils | okurken tıpkı birinci sınıf öğrencileri gibi dudaklarını kıpırdatmıştı |
page | sayfa |
here:to leaf /browse /thump /generally : to mix /confuse /shuffle | karıştırmak |
to thump throw the pages of a football magazine | bir futbol dergisinin sayfalarını karıştırmak |
because | çünkü |
because he had thumped through the pages of a football magazine and while reading had moved his lips just as first class pupils. | çünkü bir futbol dergisinin sayfalarını karıştırmış ve okurken tıpkı birinci sınıf öğrencileri gibi dudaklarını kıpırdatmıştı. |
I had almost talked to him, but then given up,because he had thumped through the pages of a football magazine and while reading had moved his lips just as first class pupils. | Az kalsın onunla konuşacaktım ama sonra vazgeçmiştim çünkü bir futbol dergisinin sayfalarını karıştırmış ve okurken tıpkı birinci sınıf öğrencileri gibi dudaklarını kıpırdatmıştı. |