stupid | aptal |
How stupid of me | Ah aptal kafam |
but (f) | fakat |
before /earlier | daha önce |
neither nor (+ pos verb) | ne ne de |
a son of Adam | Adamoğlu |
I didn't see a son of Adam or a daughter of Eve | ne bir Adamoğlu ne de bir Havvakızı gördüm |
I have never seen a Son of Adam or a Daughter of Eve before. | Daha önce ne bir Adamoğlu ne de bir Havvakızı gördüm. |
I am delighted | çok memnun oldum |
to stop talking /to be quiet /to shut up | susmak |
'That is...,' it stopped talking | 'Yani...,' diye sustu |
to intend | niyet etmek |
a thing | bir şey |
a thing it did not intend | niyet etmediği bir şey |
as if it was about to | üzereymiş gibiydi |
as if it was about to say a thing | bir şeyi söylemek üzereymiş gibiydi |
as if it was about to say a thing it didn't intend | niyet etmediği bir şeyi söylemek üzereymiş gibiydi |
'That is...,' it stopped talking, as if it was about to say a thing it didn't intend. | 'Yani...,' diye sustu niyet etmediği bir şeyi söylemek üzereymiş gibiydi . |
to remember | hatırlamak |
as if it had remembered /it seemed to have remembered | hatırlamış gibiydi |
just in time | tam zamanında |
as if it had remembered just in time | tam zamanında hatırlamış gibiydi |
to do | yapmak |
not to do | yapmamak |
to remember not to do | yapmamayı hatırlamak |
as if it had remembered just in time not to do so | yapmamayı tam zamanında hatırlamış gibiydi |
'That is...,' it stopped talking, as if it was about to say a thing it didn't intend but had remembered just in time not to do so. | 'Yani...,' diye sustu niyet etmediği bir şeyi söylemek üzereymiş ama yapmamayı tam zamanında hatırlamış gibiydi. |