| to finish /end something | bitirmek |
| when he finished | bitirdiğinde |
| in front of | önünde |
| in front of her | onun önünde |
| respectfully | saygıyla |
| to bow (respectfully) | saygıyla eğilmek |
| When it had finished it bowed before her. | Bitirdiğinde onun önünde saygıyla eğildi. |
| "Good evening, good evening," said the Faun. | 'İyi akşamlar, iyi akşamlar,' dedi Faun. |
| excuse me / forgive me | beni affet |
| I don't want to be inquisitive (curious) | meraklı olmak istemiyorum |
| a daughter of Eve | Havvakızı |
| right /correct | haklı |
| am I right | haklı mıyım |
| to think | düşünmek |
| am I right to think | düşünmekte haklı mıyım |
| Am I right to think that you are a daughter of Eve? | Sen bir Havvakızı olduğunu düşünmekte haklı mıyım? |
| 'Forgive me - I don't want to be inquisitive - but am I right to think that you are a daughter of Eve? " | 'Beni affet - meraklı olmak istemiyorum - ama eğer sen bir Havvakızı olduğunu düşünmekte haklı mıyım?' |